8 Mart 2014 Cumartesi

Çevre dostu yaşamınızın ilk günü

Eko yaşam blogunun yazarı İdil Meşe vegan marketinde  /Idil Mese
Nasıl yaşarım da dünyaya minimum zararım dokunur? Bu soru birçok çevreye, insana ve hayvana duyarlı insanın aklındaki soru. Küresel çevre felaketlerinin sık yaşandığı günümüzde, birçok çevre örgütü ve şirketler, doğaya en az zarar veren yöntemleri keşfetme çabasındalar. Fabrikaların atmosfere saldığı karbonunun denetimi ve vergilendirilmesinden tutun, doğa dostu şehirlerin yaratılması da önemli konulardan biri. Ancak biz kendi küçük yaşamımızda ne değiştirip bir fark yaratabiliriz? Doğa dostu bir insan nasıl yaşamalı? Bu blog'da, sürdürebilir mobilya ve teknoloji ürünlerinden, çevre dostu arabalara, insan, doğa ve hayvan dostu beslenme stillerinden, sürdürebilir modaya, kozmetiğe, ekoloji dostu evlerden, yerli ürünlerin tüketimine kadar birçok konuyu keşfedebilir, siz de kendi yaşamınızda değişiklikler yaparak, doğaya en az zararla yaşayabilirsiniz.
Doğa, hayvan ve insan dostu giyim markası Dear Goods /Idil Mese
Doğa dostu yaşamanın kilit noktalarından biri hayatınızdaki en temel noktalarda değişiklik yapmanızdır. Giydiğiniz kıyafetler, yediğiniz yiyecekler, ilk başta size önemsiz gelebilir. Hatta "Şimdi benim yediğim bir döner mi doğaya zarar verecek?" diyebilirsiniz, "Deri ceketim olmadan dışarı çıkamam!" diyerek, bu temel değişiklikleri uygulama konusunda sendeleyebilirsiniz. Ancak doğayı, insanı ve hayvanları gerçekten önemsiyorsanız, bu değişiklikler hayatınızda kaplumbağa hızıyla olsa bile, eninde sonunda gerçekleşecektir.

Berlin'de et içermeyen döner  /Vöner
Vegan yaşamak aslında doğa dostu yaşamanın en kesin çözümlerinden. Ancak bu birçok kişiye zor gelebilir. Hayvan ürünü içermeyen yiyecekleri tüketmek ve kıyafetler giymek, doğaya en çok zararı veren endüstrilerden ikisi olan et ve hayvancılık endüstrisinin önüne geçmenin yoludur. Vegan beslenen kişiler, et, balık, et ürünleri, süt, peynir, yoğurt, tereyağ, bal gibi yiyecekleri tüketmezler. Ancak bu ürünlerin benzerleri soya, seitan (buğday gluteni) gibi maddelerden üretilebiliniyor. Kısacası yoğurtsuz, peynirsiz yaşamak zorunda da kalmıyorsunuz. Vegan beslenme biçimini doktorlar da savunuyor çünkü insan vücudu için gerekli olan proteinler, bitkilerden de alınabiliyor. Aslında bir insan, hayvan proteinine muhtaç değil. Eksik olan vitaminler de, fermente edilmiş soya sütü, soya yoğurdu gibi ürünlerden alınabiliyor. Alman beslenme uzmanı Markus Keller, normal bir insanın günde tükettiği et miktarının, neredeyse vücut çalışan bir sporcunun kadar çok olduğunu, bu kadar hayvan ürünü tüketmenin gerekli olmadığını savunuyor. Vegan beslenen insanlarda, kalp, mide, bağırsak hastalıkları da et yiyen insanlara göre daha az görülüyor.

Vegan ayakkabı markası Avesu /Idil Mese
 Herşeyi bırakıp birden vegan olmak tabii ki zor. Ancak aşama aşama geçiş yapabilirsiniz. Haftada bir gün, mesela Perşembe gününü, sadece sebzeyle beslenme gününüz ilan edebilir, bu tip günleri zamanla arttırabilirsiniz. Önce vejetaryan olarak başlayabilir, hazır olduğunuzda vegan olmayı deneyebilirsiniz. Ancak doğa dostu yaşama konusunda yapabileceğiniz en hızlı sonucu veren aşama, hayvan ürünü içermeyen, adil ticarete uygun kıyafetler giymektir.

Vegan, yüksek moda markası Umasan /Idil Mese
Deri, kürk, yün gibi hayvandan üretilen kıyafetler ve ayakkabılar, hem doğaya zarar verir, hem de hayvan haklarının ihlalidir. Ancak bitkilerden üretilen kumaşlar sayesinde, doğa dostu giyim mümkündür. Hem çok şık, zevkinize göre kıyafetler giyebilir, hem de "iyi bir insan" olmanın hafifliğini üzerinizde taşıyabilirsiniz. Modanın kalbinin attığı şehirlerden biri olan Berlin'de, moda tutkuları için en trend olan akımlardan biri çevreci giyinmek. Bütçe dostu kıyafetlerin yanı sıra, yüksek modaya uygun çok şık çevreci kıyafetler bulmak mümkün.

Doğa dostu yaşamak aynı zamanda insan dostu yaşamaktır. Hayvan ürünlerinin üretiminde, birçok üçüncü dünya ülkesinde toprak, hayvanların yemesi için yetiştirilen buğday, arpa ve mısır için işgal edilmekte, bu hayvanlar ise et almaya gücü yeten insanlar tarafından tüketilmektedir. Kısacası her et yediğinizde ya da hayvan ürünü tükettiğinizde aslında dünya açlığının büyümesine yol açtığınız aklınızın bir köşesinde olmalı. Önümüzdeki hafta İstanbul'da nasıl vegan yaşanabileceğini araştırıp, vegan restoranları keşfe çıkacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder